-->
Okuma Listem

AofSoruKitap Ana Sayfa

Mevlid Kandili Hutbe Sohbet 11.12.2016

Mevlid Kandili Hutbe Sohbet

MEVLİD KANDİLİ

Muhterem cemaat,

            Önümüzdeki Pazar'ı Pazartesi'ye bağlayan gece yani: 11 Aralık 2016 günü akşamı Mevlid Kandili’dir. 14 asır önce Rasülü Ekrem Efendimiz, Miladi 571 yılının 20 Nisan’ına ve arabi aylardan 12 Rabi’ül Evvel’e rastlayan bir Pazartesi sabahında güneş doğmazdan önce dünya alemine teşrif buyurmuşlardılar.  Rasülümüzün dünyaya teşriflerinden önce cihan karanlıklar içinde yüzüyordu. Bütün dünyada insanlar elleri ile yaptıkları şeylere, adi varlıklara yani putlara tapıyorlardı, Fikirleri hurafeler bürümüş, yüksek manevi değerler ayaklar altında çiğneniyordu. Dünyanın üstüne bir karanlık çökmüştü. Bu karanlığı kovacak biri bekleniyordu. İşte beklenen yolcu bu gece şafağa doğru Ruhlar aleminden dünyaya ayak bastı ki: O da KAİNATIN EFENDİSİ VARLIĞIN KALBİ HAZRET-İ MUHAMMED MUSTAFA (S.A.V) idi. İslam tarihcileri: O gece İran sarayının 14 kemerinin yıkıldığını, Kabe içinde bulunan 360 putun yere serildiğini, Sava gölünün kuruduğunu yazıyorlar. Gerçekte devrilen putperestlik, yıkılan İran saltanatı, kuruyan da küfür ve ilhad gölü idi.

            Bu gece mü’minlerin en büyük bayramıdır. Sevinç günlerinden biridir. Dünyada en büyük, en şerefli ve en feyizli bir inkılap vücuda getiren Hazret-i Muhammed’in doğduğu bir gecedir. Hazret- i Muhammed’in babası Kureyş kabilesinden Mekke reisi Abdülmuttalib’in oğlu Abdullah, annesi de Abd’i Menaf oğullarından Vehb’in kızı Amine’dir. Doğumundan iki ay önce babasını, altı yaşındayken de annesini kaybeden yüce Peygamber, sekiz yaşına kadar dedesinin, daha sonra şevkatli dedesi Ebu Talib’in yanında kaldı. 25 yaşında Mekke eşrafından zengin bir hanım olan Huveylid kızı Hatice ile evlendi. 40 yaşında Hira mağarasında Rabbının huzurunda yalnız iken ilahi vahye mazhar oldu. (Peygamberlik verildi.) 23 yıl Allah’tan aldığı emirleri aynen duyurdu. Hiç bir insanın tahammül edemeyeceği eza ve cefalara göğüs gerdi. Yılmadı, hak yolunda hiç bir şey pahasına davasından vaz geçmedi.

            Hazret-i Muhammed (S.A.V.) varlığın kalbi ve ruhudur. Bütün kalplere sevgisini bahş etmek için mahbub olarak alemlere gönderildi. Bütün nurlar ışıklar ve aşklar bu nurun varlığından doğmuştur.
Hz. 
Allah (C.C.) varlığını ve birliğini beşere bildirmek için O’nu gönderdi. Peygamberimizin gönderilmesiyle bütün peygamber ve nebilerin kapısı kapandı ve mühürlendi. Hazret-i Muhammed’i hiç bir kalem tasvir, hiç bir beyan gerçek yönüyle tasvir edemez. Yanlız Hazret-i Kur’an tasvir eder. Hazret-i Allah onun hakkında (Hulukın azım) yani büyük meziyet, büyük seciye diye beyan buyurmuştur.
            Bilcümle Nebiler ve Rasüller, Hazret-i Muhammed’i insanlığa müjdelemek için geldiler. Hepsi onun teşrifatçılarıdır.

            Tevrat, İncil bütün Allah’ın kitapları Hazret-i Muhammed’in Nübüvvet şahadetnamesidir. Tevrat’ta (Mahmut) İncil’de (Ahmet) Zebur’da (Hamit) diye mezkurdur. Bu kitaplar O’nun risaletle geleceğini söylediler. O’nun ismi melek dilinde Ahmet diye anılır. Hazret-i İsa önce bu ismi bir melekten duymuş ve aşık olmuştu. Mana alemlerinin Mustafa’sı Ledün ilminin ilk muallimi O’dur. O cihana rahmetle geldi. Merhametle baktı, sine açtı, şevkat saçtı. Hazret-i Muhammed’in her kelimesine her sözüne,her hareketine, her sükutuna hüküm terettüb mahiyeti gösterir. Her kelimesi insanlığı saadete sevk için kifayet eder, el’an ebediyete dek cihanda yanlız O’nun hükümleri hakim ve caridir. Kur’an’ın hükümlerini insaniyete ve insan kalbine getiren O’dur.
öyle bir peygamber ki: nazik, edib, zarif, latif, enis, hassas, münis, muhlis, muhsin, hasip, nesip, mükrim, asil, nebil (şerefli) lebib, (zeki) habib, necip, tahir, mutahhar, fasih, beliğ, rahim, kerim, selim, halim, safi, sefi, kamik ve adildir. O’nda peygamberlik vazifesi umumidir. Zamanı saadetlerinden şu zaman ve dünyanın inkırazına kadar olan devir (Devr-i Muhammedi’dir.) Çünkü alemlerin peygamberidir. Daveti de umumidir. O’nu kabul edenlere (Ümmet-i İcabi), etmeyenlere de (Ümmet-i Daveti) denir. Hazret-i Muhammed’in talebi Allah indinde hiç bir zaman red edilmemiştir. Getirdiği hükümler hakkı teslime, kalbi tevhide davet eder. Kendileri her şeyden sevgi ve birlik istiyor. O HALDE KALBİNE SEVGİYE LAYIK OLAN HAZRE T-İ MUHAMMED’İN SEVGİSİNİ SOK. KALBİNİ ONA TAHSİS ET. SEVGİNİ İSRAF ETME. ÇÜNKÜ HER SEVGİ EPTERDİR. SONU HİÇDİR, FAKAT HAZRET-İ MUHAMMED’İN SEVGİSİ SENİ HAZRET-İ ALLAH’A ÇIKARIR. Böylelikle mahbubun mahbubu olursun!

Ayet-i celilelerle O’nu bize şöyle takdim ediyor: “ Ey gaybın habercisi, Biz seni hak ve fazilete şahit, ileri hayat için bir müjdeci ve korkutucu, Allah’a yine O’nun izniyle davetçi ve parlak bir ışık olarak gönderdik. Mü’minlere müjdeler ver ki, Allah’tan onlar için büyük keremler ve inayetler vardır.”

            HÜLASA: O cihana hidayet, alemlere rahmettir. Çünkü O kıyamette de alemlere rahmettir.Çünkü O kıyamette de peygamberlerin imamı, sözcüsü ve şefaat sahibidir.

            Mahşerin reisi Adem oğlunun da efendisidir. Hamdü sena bayrağı O’nun elinde, peygamberlerle beraber ümmetler O’nun gölgesindedir. Cennet kapısını açacak ilk el O’dur. İşte O’nun getirdiği İslam dinine sarılanların da cennete gireceklerini mübarek hadislerinde şöyle buyurmuşlardır: “ Her kim sabah ve akşam Rabbim Allah, Dinim İslam, Peygamberim Muhammed Aleyhisselam’dır. Onlara gönül hoşluğuyla bağlıyım derse muhakkak cennete girecektir.” buyurmuştur.


Gerçek mü’minler bu geceyi ihya ederler. Hiç değilse( İlahi senin bu gecede, teşrifleriyle Alemleri nura gark eden sevgili efendimiz hürmetine beni de füyuzat-ı ilahiyene mazhar eyle diye niyet ederek tesbih namazı kılarlar. Allah ve Rasülüne olan rabıtalarını kuvvetlendirirler. Kalplerimize nurlu bir hayat bahşedecek olan Mevlid gecemiz hepimiz hakkında hayırlı olsun.
Yorum Gönder

Yorum Gönder