Ünite 8: Mülkiyet ve Akit Teorisi
Kredili ilahiyat Önlisans 1.sınıf Bizim Sınıfımız
Soru-Cevap Ders Notları
Aofilahiyat Donemiki 15.Mayıs.2014.Perşembe
İSLAM HUKUKUNA GİRİŞ 8. ÜNİTE SORU-CEVAP DERS NOTLARI
- pozitif hukukta hangi ayrımın temelince haklarla ilgili ayrım yatar?
Cevap : eşya hukuku – borçlar hukuku
- eşya ve borçlar hukuku malvarlığı haklarıyla ilgilenir
Malvarlığı hakları kaça ayrılır ve tanımlarını yapınız?
Cevap : ikiye ayrılır:
1-ayni haklar: bir kimseye bir mal(eşya) üzerinde doğrudan doğruya hakimiyet sağlayan ve herkese karşı ileri sürülebilen haklardır
2-alacak hakkı: bir kimseye(alacaklıya) bir başkasından(borçludan) bir şeyi isteme yetkisi sağlayan haklara denir
- “milk” kelimesinin terim anlamı nedir?
Cevap : bir eşya üzerinde hak sahibine ait, diğer tüm şahısların hakimiyet ve müdahele alanından çıkarılmış bir inhisar ve önceliktir
- milk terimi günümüz hukukundaki hangi terimi kapsar?
Cevap : ayni hak terimini karşılar
- milk kaça ayrılır?
Cevap : milk ikiye ayrılır:
1- mutlak milk: kamil milk de denilen bu yetki mülkiyet hakkıdır
Bir eşyanın hem ayn’ı hem de menfaati üzerine kuruludur(milku’l-ayn ve’l-menfaa)
En geniş olan milk türü hürriyetidir
2- sınırlı(nakıs) milk
- sınırlı(nakıs) milk nedir kendi içinde kaça ayrılır?
Cevap :
Sınırlı (nakıs) milk: mülkiyette bulunan yetkilerden birini veya bir kaçını verdiği için kapsamı mülkiyete göre daha dar olan milk türüdür
Kendi içinde şu gruplara ayrılır:
a-milku’l-menfaa biha ayn: bir eşyanın sadece menfaatlerini içeren milk
özellikle irtifak hakları bu grupta yer alır
b-milkü’l-ayn bila menfa: sadece ayn üzerine kurulu olup menfaatleri içermeyen milktir
buna çıplak mülkiyette denir
c-milku’l-habs ve’l-yed: bir eşyanın aynını elinde tutma ve zilyetliğinde(yed) bulundurma konusundaki milk
Hanefilere göre rehin hakkı bu tür bir ayn’i haktır
- mülkiyet ne demektir?
Cevap : mülkiyet, sahibine eşya üzerinde en geniş ve tam yetkiler veren ayni haktır
İslam hukuku açısından da mülkiyet, islam kültürünün genel anlayışları doğrultusunda şekil almış bir hukuki kurumdur
- islam hukukçuları mülkiyetin temeli olarak hangi ilkeyi esas alırlar?
Cevap : islam hukukçuları nasslarda vurgulanan, başkasının malının haramlığı ilkesini mülkiyetin temeli olarak alırlar
- mülkiyet hakkının konusu nedir?
Cevap : mülkiyet hakkının konusu mal yani eşyadır
Hanefi doktrininde mal, daha ziyade örfi ve tabii bir kavramdır
Mecelle malı: “tab-ı insani mail olup da vakt-i hacet için iddihar olunabilen şeydir” diye tanımlar
Bu tarif şöyle açıklanabilir: “mal insanın tabiatı icabı meylettiği ve ihtiyaç vakti için saklanabilen şeydir”
- Hanefilere göre bir nesnenin mal niteliği taşıması için iki temel özelliğe sahip olması gerekir bu özellikler nelerdir?
Cevap :
1-insanların bir ihtiyacını gidererek fayda temin etmesi(örf unsuru)
Tanımdaki “insan tabiatının meyletmesi” ifadesi insanların mal dediği ve yararlandığı, başka bir ifadeyle örfen ve iktisadi olarak değer taşıyan şeyleri ifade eder
2- müstakil bir varlığı olması (fiziki unsur)
Hanefi doktrininde bir nesnenin mal olmasının ikinci şartı mecellenin tanımındaki “iddihar olunabilme” ifadesinin içerdiği, üzerinde doğrudan ferdi hakimiyet kurulabilmesi unsurudur
- mütekavvim mal ne demek?
Cevap : mütekavvim mal; kullanılıp faydalanılması Müslümanlar açısından mübah olan maldır
Hanefilerde mal terimi ara bir kavram olup gerçek anlamda mallar mütekavvim mal terimiyle ifade edilir
- Hanefilerin eşya ile terimleri üç aşamalıdır bunlar nelerdir?
Cevap :
Birinci aşama mal olmayan şeylerdir
Kan, leş, tek pirinç tanesi gibi
İkinci aşama mal olup mütekavvim olmayan nesnelerdir
Bunlar sadece üç tanedir
Hamr(şarap)
Domuz
Şer’i yollarla kesilmeden(boğularak vb.) ölen hayvanalardır
Üçüncü aşam mütekavvim mallar olup iktisadi değeri olan v emüslümanlara mübah kılınmış nesnelerdir
- bir nesnenin mütekavvim mal olup olmasının en temel üç sonucu vardır bunlar nelerdir?
Cevap :
1- ayni haklara konu alabilme
2- hukuki işlemlere konu olabilme
3- hukuki koruma altında olma
- mal kavramlarıyla ilgili ayrımlardan ortaya çıkan terimlerden ayn-menfaat ve ayn-den ayırımını açıklar mısınız?
Cevap : ayn-menfaat: doğrudan mal terimi gösterilmeyip malın aynı ya da menfaati gösterilir
Bir eşyanın satımı, ayn üzerinden gerçekleşen bir işlem iken
Mesela, kira akdi eşyanın menfaati üzerinde gerçekleşen bir işlemdir
Ayn-deyn ayırımı: bir eşyanın somut varlığı ve zatı, ayn olarak nitelenirken
Dış dünyada somut bir fert olarak belirlenmeyip cins olarak belirlenmiş borçlara deyn denmiştir
Deyn’nin mevcut olması için zimmet terimi üretilmiştir
Zimmet, deyn niteliğindeki bir borcun, borçlu kişide var ve sabit olabildiği hukuki kap ve yetenektir
- mal kavramlarıyla ilgili ayrımlardan ortaya çıkan terimlerden misli mal- kıyemi mal ayırımını açıklar mısınız?
Cevap : aynı türe ait olup, görünüm, içyapı, ekonomik fayda vb. bakımlardan eş özellikte olan bu sebeple dikkate değer bir fark olmadan birbiri yerine geçebilen mallar mislidir
Mesela buğday, kumaş, yumurta ve para misli maldır
Tam olarak aynı değer ve şartlarda aynı cinsini bulmanın kolay olmadığı mallar kıyemidir
Mesela büyükbaş bir hayvan, arazi, ikinci el araba kıyemi maldır
- mal kavramlarıyla ilgili ayrımlardan ortaya çıkan terimlerden menkul – gayrımenkul(akar) ayırımını açıklar mısınız?
Cevap : özüne zarar vermeksizin bir yerden başka yere taşınabilen eşyalar menkul,
Taşınamayanlara da gayrımenkul denir
Taşınırlar üzerinde ayni hakkın nakli malın teslimi(zilyetliğin nakli) ile mümkün iken
Taşınmazlarda tapu kütüğüne tescil zorunlu görülmüştür
- mal kavramlarıyla ilgili ayrımlardan ortaya çıkan terimlerden sahipsiz mallar, özel mallar ve kamu mallarını açıklar mısınız?
Cevap : malın sahibinin mal ile ilişkisi bakımından mallar üç gruba ayrılır:
1- sahipsiz (mübah) mallar: üzerinde mülkiyet hakkı olmayan mallardır
2- özel mallar: özel mülkiyet altında olan ve diğer insanların hakimiyet alanından çıkarılmış mallardır
3- kamu malları: umumun ya da belirli bir yer halkının ahalisinin doğrudan doğruya ve serbestçe yararlanmasına terk edilen mallardır
- mülkiyet hakkının kaç çeşidi vardır?
Cevap : mülkiyet hakkının iki çeşidi vardır:
1- tek şahıs mülkiyeti ve hisseli mülkiyet
2- ferdi(özel) mülkiyet – kolektif mülkiyet
- mülkiyet hakkı çeşitlerinden tek şahıs mülkiyeti ve hisseli mülkiyeti açıklayın?
Cevap : mülkiyet hak sahibinin sayısı bakımından tek şahıs mülkiyeti (müstakil/ferdi mülkiyet) ve hisseli(birlikte) mülkiyet şeklinde ikiye ayrılır
Müstakil mülkiyet tek şahsa ait olan mülkiyettir
Birlikte mülkiyet bir eşyanın, bütününden ayrılıp müstakil hale getirilmemiş bir hissesine malik olmaktır
Hisseli mülkiyetin ortadan kaldırılarak müstakil mülkiyet tesis edilmesine izale-i şuyu(hissenin mülkiyetin izalesi) denir - mülkiyet hakkı çeşitlerinden ferdi(özel) mülkiyet – kollektif mülkiyeti açıklayın?
Cevap : özel mülkiyette hak sahibi tek bir kişi ya da sayıları belirli birkaç ortaktır
Kolektif mülkiyet tüm toplumun eşit seviyede hak ya da özgürlük sahibi olduğu malları ifade eder
Mülkiyet denilince asıl akla gelen özel mülkiyettir
Özel mülkiyet kurulması mümkün olmayan denizler, büyük nehirler gibi sahipsiz malların yanında, birtakım mallar özel mülkiyet dışında tutulmuştur
Devletin bu mallar üzerinde mülkiyeti olmayıp bunlar kolektif bir şekilde tüm topluma aittir - ibaha ortaklığı nedir açıklar mısınız?
Cevap : su, ateş, ot (ve tuz ) gibi nesneleri kapsayan mallar üzerinde kimsenin özel mülkiyet hakkı olmayıp bunlar üzerindeki yetki ibaha ortaklığı ( şirket-i ibaha: eş-şeriketü’l-amme) konusudur
İbaha ortaklığı terimi, bu mallara tüm toplumun ortak olduğu ve bu ortaklığın mülkiyet niteliğinde bulunmayıp bir özgürlük ve serbesti mahiyetinde olduğunu ifade eder
- mülkiyeti doğuran sebepler üçe ayrılır bunlar nelerdir?
Cevap :
1- aslen kazanma: bir eşya üzerinde ilk olarak mülkiyetin kurulmasını sağlayan yolları içine alıp en tipik türü istila denilen sahipsiz (mübah) malın ele geçirilmesidir
2- mülkiyetin naklen kazanılması: temel olarak satım akdi, hibe vb. hukuki işlemler yoluyla mevcut mülkiyetin bir başkasına nakledilmesidir
İslam hukukçuları çoğunluğu zaman aşımını mülkiyetin kazanılmasının bir sebebi olarak görmezken
Malikiler bunun belirli şartlar altında mülkiyet doğurduğu görüşündedir
Lukatayı (kaybolmuş nesneyi) bulup almak da yine genelin kanaatine göre mülkiyet doğuran bir sebeptir
3- halefiyet (yerini alma): başlıca bir şahsın miras ve vasiyet yoluyla diğer bir şahsa halef olması, yani onun yeirne geçmesidir
- mülkiyet hangi şartlarda ortadan kalkar?
Cevap :
Mülkiyet hakkının temel özelliği onun belirli bir süreyle sınırlanmaya müsait olmamasıdır
Ona sonu erdiren bir sebep ortaya çıkmadıkça mülkiyet hakkı devam eder
Malikin irade beyanıyla mülkiyet hakkından vazgeçtiğini açıklaması (terk) ile genel kanaate göre mülkiyet ortadan kalkmaz
Mülkiyet şu sebeplerle ortadan kalkar
-malikin imar ve ihya ederek sahip olduğu bir arazinin terki ile mülkiyet sona erer
-malın yok olması ya da tüketilmesi de hakkı sona erdiren sebeptir
- mülkiyet hakkının sınırlamaları (takyitleri) asli sınırlamaları açıklar mısınız?
Cevap : asli sınırlamalar, her halükarda mülkiyete bağlı olan ve ondan ayrılmayan sınırlamalardır
Hanefi hukukçular, Şafiilerin çoğunluğu ile zahiri mezhebi malikin mülkiyet altındaki malı üzerinde başkasının bir hakkı taalluk etmediği sürece dilediği tasarruflarda bulunabileceği teorisini benimsemişlerdir
Gayrımenkullerin kullanımıyla ilgili Hanefilerin iki temel ilkesi vardır:
İlkine göre mülkiyet hakkı ile ilgili bir tasarruf sınırlamasına gidebilmek için bunun teknik anlamda başka bir hak sebebiyle olması gerekir
İkinci ilkeye göre Hanefilerde nisbeten daha sonra bir vakitte oluşmuştur
Maliklerin komşu vb. başkasına “aşırı (fahiş) zarar” veren davranışları hukuk tarafındna engellenir
“hiç kimse mülkünden tasarruftan men olunamaz meğerki başkasına zarar-ı fahiş ola o halde men olunabilir” - şüf’a (ön alım) hakkı ne demektir?
Cevap : asli takyitler içinde mülkiyetin intikaline yönelik bazı takyitler de söz konusudur
Bunların en meşhuru şüf’a (ön alım) hakkıdır
Bu hak sahibine başkasına satılan bir akarı aynı bedelle alma yetkisi verir
Şüf’a hakkı gayrımenkullarda geçerlidir
Sadece ortaklar ve komşular arasındaki ilişki yeni bir malik tarafından bozulma riskine karşı birçok hukuk sisteminde alınan bir önlem ve
malını satan kişi açısından malını kimseye satamaması açısından mülkiyet hakkına getirilen sınırlamadır
- mülkiyet hakkı sınırlamaları (takyitleri) çeşitlerinden iradi sınırlamaları açıklar mısınız?
Cevap : iradi takiytler malikin kendi iradesiyle yaptığı hukuki işlemler yoluyla mülkiyet hakkına gelen getirdiği sınırlamalardır
Malikler mülkiyet haklarını bir bedel karşılığında ya da karşılıksız olarak sınırlayabilirler
- mülkiyet hakkı sınırlamaları (takyitleri) çeşitlerinden istisnai sınırlamaları açıklar mısınız?
Cevap : bununla kastedilen özellikle devletin istimlak, mali ceza verme, istisnai vergiler koyma gibi temelde kamu menfaatine yönelik kısıtlamalarıdır
Bu tür kısıtlamalar teorik temelini “ zarar-ı ammı def içi zarar-ı has ihtiyar olunur” prensibinde bulur
Bunlar devamlı ve sabit kısıtlamalar olmayıp bir ihtiyaca binaen ortaya çıktığından dolayı istisnai olarak nitelenir
- sınırlı ayni halardan irtifak hakkı ne demektir?
Cevap : irtifak hakkı terimi, bir gayrımenkul (akar) üzerinde başkasına ait bir akar yararına kurulmuş olan ve hak sahibie sınırlı bir yararlanma sağlayan ayni hakları ifade eder
- irtifak haklarının temel türleri nelerdir?
Cevap:
1- kaynak (su alma) hakkı (hakku’ş-şirb)
2- geçit hakkı (hakku’l-murur, hakku’l-memerr)
3- inşaat (üst) hakkı (hakku’l-karar, hakku’l-tealli
4-mecra hakkı (hakku’l-mecra: hakku’l-mesil
5-kiriş koyma hakkı
6-manzara irtifakı
- temel olarak kaç borç sebebinden bahsedilir?
Cevap : üç borç sebebinden bahsedilir:
1- hukuki işlemler
2- haksız fiil
3- sebepsiz zenginleşme ( haksız iktisap)
- borç sebeplerinden haksız fiilleri açıklar mısınız?
Cevap : haksız fiiller: hukuka aykırı olarak bir kimsenin şahsına veya mal varlığına zarar veren fiildir
Birinin malını zorla elinden alma demek olan gasp
Başkasının malını hukuka aykırı olarak tahrip etme anlamına gelen itlaf
İki önemli haksız fiil türüdür
- borç sebeplerinden sebepsiz zenginleşme (haksız iktisap) kavramını açıklar mısınız?
Cevap : sebepsiz zenginleşme (haksız iktisap): bir kimsenin mal varlığının, haklı bir sebep bulunmaksızın diğer bir kimsenin zararına olarak çoğalması veya azalması demektir
Mesela toptancı ile perakendeci arasında devam eden ticari ilişkide
Perakendecinin borcu bittiği halde bitmediğini düşünerek hata yoluyla
Toptancıya fazladan bir taksit para ödediğini düşünelim
Fazladan yatırdığı taksitte hukuki sebep olmadığı halde karşı tarafta bir mal artışı meydana gelmiş ve bunu iade etme borcu doğmuştur
İşte bu borcun kaynağı haksız iktisap olarak nitelenir
- borç sebeplerinden hukuki muamele (hukuki işlem) kavramını açıklar mısınız?
Cevap : borçların en yaygın olan hukuki işlem, hukuk düzeninin uygun bulduğu bir sonuca yöneltilmiş irade açıklamalarıdır
Bir kimsenin bir hukuki sonuç elde etmek için iradesini açıklamasıdır (kavli tasarruf)
Hukuk işleminin özünü irade beyanı oluşturur
Hukuki işlemler temelde iki gruba ayrılır:
1- tek taraflı hukuki işlemler
2- çift taraflı hukuki işlemler; akitler
- akit kavramını açıklar mısınız?
Cevap : islam hukukunda akit terimi, iki tarafın karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanında bulunmasıyla kurulan hukuki muamele anlamındadır
Mecelle akdi şöyle tanımlar: “akid, tarafların bir hususu iltizam ve taahhüt etmeleridir ki: icab ve kabulün irtibatından ibarettir”
Mecelle akdin kurulmasını (in’ikad) şöyle tanımlar: “inikad; icab ve kabulün, müteallakında eseri zahir olacak vechile yekdiğere ber vechi meşru taalluktur”
Yani, icab ve kabulün sonuç doğurabilecek biçimde birbirine bağlanmasıdır
- bütün akitler açısından ortak ve genel olan üç unsur vardır bunlar nelerdir?
Cevap:
1- taraflar
2- irade beyanı
3- konu (mahal: ma’kud aleyh)
- in’ikat şartı ne demektir?
Cevap : akdin unsurlarının bazı şartları taşıması gerekir
İslam hukukçuları bu şartlara rüknun şartları ya da in’ikat şartları derler
- akdin kuruluş şartlarından akdin taraflarıyla ilgili şartları açıklar mısınız?
Cevap : akdin taraflarıyla ilgili şartlar:
1- tarafların akit yapma ehliyetine sahip olmaları
Hanefi mezhebinde genel olarak akdin kurulması için tarafların akıl ve temyiz kudretine sahip olmaları yeterli görülmektedir
2- iki tarafı da tek kişinin temsil etmemesi
Hanefilere göre ilke olarak tek kişinin akdin her iki tarafını temsil ederek akit yapması nikah akdi dışında geçersiz kabul edilirken
Maliki ve Hanbeli doktrinlerinde bu mğmkğn görülmüştür
- akdin kuruluş şartlarından irade beyanlarıyla ilgili şartları açıklar mısınız?
Cevap : irade beyanıyla ilgili şartlar:
1- icab ve kabulun karşılıklı ve birbirine uygun olması gerekir
2- icab ve kabulün aynı mecliste beyan edilmeleri gerekir
- irade beyanını açıklar mısınız?
Cevap : akdin in’ikadi ilke olarak taraların birbirini izleyen, karşılıklı ve birbirine uygun beyanları ile olur
Hanefilere göre, akdi meydana getiren iki irade açıklamasının ilkine icab ikincisine kabul icab yapana da mucib denir
İslam hukukçularına göre mucib, kabul meydana gelmeden önce icabından vazgeçebilir
Bu vazgeçme (rücu) imkanına rücu muhayyerliği (ivaptan dönme serbestisi) denir
Malikiler tek taraflı olarak yapılan vaatleri ilke olarak bağlayıcı görürler
Kendisine icap yöneltilen kişinin de doğal olarak yapılan icabı kabul edip etmeme serbestisi vardır buna kabul muhayyerliği denilir
- icap ve kabulün birbiriyle irtibatı ve akdin oluşması için hangi detay şartlar gerekir?
Cevap:
A- kabul, icap sakıt olmadan yapılmış olmalıdır
İcap şu hallerde sakıt olur:
1- icap yapanın icaptan dönmesiyle
2- mucibin vefatı
3- mucibin ehliyetini yitirmesi
4- akdin konusunun helakı
5- akdin konusunun değişikliğe uğraması
6- icabın yöneldiği kişinin icabı reddetmesi
B- kabul icaptan sonra rızanın ortadan kalktığına hükmettirecek ölçüde fasıla vermeksizin yapılmış olmalıdır
İn’ikadı bozan bu fasıla Hanefilerde meclis bütünlüğü bozan fasıladır
Şafiilerde ise bu fasıla çok az zaman parçasıdır
Şafiilere göre icap yapıldıktan hemen sonra kabul yapılmazsa akit kurulmaz
Malikilerde ise bu, konudan ilginin kesildiğine ve kabulün örfen icaba cevap sayılamayacak bir söz olduğuna hükmettirecek kadar uzun bir süredir
C- kabul; icabın kendisine yönelttiği kişi tarafından yapılmalıdır
- meclis muhayyerliği ne demektir?
Cevap : akit meclisinin birliği ve bütünlüğü oldukça önmelidir
aynı mecliste yapılmayan icap ve kabul birbirine bağlanmaz ve akit meydana gelmez
Akit meclisinin önem taşıdığı üçüncü bir husus da icap ve kabulün tamamlanmasında sonra tarafların muhayyerlik hakkına sahip olup olmamalarıdır
Bu konu meclis muhayyerliği olarak bilinir
İcap ve kabulün birbirleriyle buluşmasına rağmen meclis birliği devam ettiği sürece taraflara akdi fesih yetkisi veren bu durum meclis muhayyerliği olarak adlandırılır
Hanefi ve maliki mezhebi meclis muhayyerliğini kabul etmezler
Onlara göre sırf akit görüşmelerinin yapıldığı ortam (meclis) devam ediyor diye taraflar tek taraflı akdi bozamaz
Şafii ve Hanbeli doktrinleri ise, akdin yapıldığı meclis devam ettiği ve taraflar fiziksel olarak o oturumu terk etmediği sürece akdi yapan tarafların tek taraflı olarak akdi bozabileceğini kabul ederler
- icap ve kabul şekilleri nelerdir açıklar mısınız?
Cevap : icap ve kabulün çeşitleri şunlardır:
1- sözlü ifade: en yaygın ve doğal irade beyanı sözlü ifade ile olur
akit yapan kişilerin açık ve net iradelerini ifade eden beyanları
özellikle Arapçanın dil özellikleri esas alarak belirlemeye çalışmışlardır
buna göre mazi siygası yani aldım, sattım vb. ifadeler tarafların iradelerinin kesinliğinin delili sayılmıştır
muzari siygasıyla hal (şimdiki zaman) kast edilirse akit meydana gelir
gelecek anlam kast edilirse akit meydana gelmez
emir talep siygaları da (mesela bana şunu sat deyip diğerinin sattım demesi gibi)Hanefilere göre prensip olarak akdi kurmak için yeterli değildir
ancak ifadenin sevk tarzı geleceğe yönelik değil de o an için satma/satın alma talebine delalet ederse akit kurulur
imam malik ve şafii’ye göre bu lafızlarla akit meydana gelir
soru ve şaka ifadeleriyle ise prensip olarak akit meydana gelmez
2- işaret: sözlü ifadenin dışında taraflar bazı işaretlerle anlaşarak da akit kurabilirler
Dilsizin bilinen işaretleri akitlerde irade beyanı yerine geçer
Dilsizin işaretinin geçerliliği için yaz<ma bilmemesi şart değildir
Yine çoğunluğa göre dilsiz olmayan kişinin o sırada dili de tutulmuş değilse işareti geçerli değildir
Malikilere göre dilsiz olmayanın işaretiyle de eğer bununla icap ve kabul anlaşılıyorsa akit meydana gelir
3- teati: fiili mübadele
Sözlü irade beyanı olmaksızın bir şeyi alıp verme gibi, fiili mübadele ile de akit meydana gelir
Çünkü teati örfen tarafların rızasına delalet eder
İmam şafi’nin meşhur olan görüşüne göre teati ile akit meydana gelmez
- akitleri başlıca hangi açılardan gruplandırabiliriz?
Cevap:
1- gayesi ya da doğurduğu sonuç bakımından akitler
2- ayni olup olmaması bakımından akitler
3- meşru olup olmamasına göre akitler
4-kurulduğu andan itibaren sonuç doğurması (işlerlik)bakımından akitler
5- bağlayıcılık bakımından akitler
- gayesi ya da doğurduğu sonuç bakımından akitleri açıklar mısınız?
Cevap : gayesi ya da doğurduğu sonuç bakımından akitler:
a- temlik akitleri: satım ve kira gibi mal ve menfaatin el değiştirmesini, bir ayni hakkın karşı tarafa devredilmesi sonucu doğuran akitler
en yaygın rastlanan akitler bunlardır
bu akitler kendi içinde üç gruba ayrılır:
1- ivazlı akitler: her iki tarafın da bir bedel verdiği akittir
Kirada menfaat ile ücret iki tarafın bedeli yani ivazı oluşturur
2- teberru akitleri (ivazsız akitler): ivazın olmadığı sadece bir tarafın ayni hakkını devrettiği akitlerdir
Mesela hibe ve ariyet öyledir
3-başta teberrü sonunda ivazlı olan akitler: karz, borçlunun isteği üzerine kefalet ile ivaz şartlı hibe gibi
b- teminat akitleri
c- koruma(hıfz) amaçlı akitler
d- temsil akdi
e- ortaklık akdi
- ayni olup olmaması bakımından akitleri açıklar mısınız?
Cevap : bu açıdan akitler ayni olan ve ayni olmayan (normal) akitler şeklinde ikiye ayrılır
Ayni akitler normal akitlerden farklı olarak akdin kurulması ve tamamlanması için bir malın (aynın) teslim şartı olan akitlerdir
Bunlar, hibe, ariyet, vedia, karz ve rehin akitleridir
- meşru olup olmamasına göre akitleri açıklar mısınız?
Cevap : bu akitler sahih ve sahih olmayan akitler şeklinde iki gruba ayrılır
Sahih akitler fıkhı sonuçları doğurması için uygun bir sebep olan akittir
Rükünlerini, rükünle ilgili in’ikat şartlarını ve ayrıca sıhhat şartlarını taşıyan akitlerdir
Sahih olmayan akitler ise batı ve fasit şeklinde ikiye ayrılır:
Batıl akit kısaca unsurlarında ya da in’ikat şartlarında bozukluk/eksiklik olduğundan dolayı sahih olmayan akittir
İn’ikat etmemiş yani meydana gelmemiş olduğu için mutlak olarak geçersizdir
Mesela bir akıl hastasının yaptığı satım akdinde, akdi yapan tarafın ehliyeti olmadığı için bu akit batıldır
Mütekavvim olmayan bir malın satımı da batıldır
Fasit akit ise unsur ve rüknun şartlarında bozukluk taşımamakla birikte bunların dışındaki bazı vasıflarında bozukluk olan akittir
Hanefiler bu tür ikincil derecedeki şartlara “sıhhat şartları” derler
Bu şartları taşımayan akitler kural olarak fasit olur
Mesela bedel belirlemeden yapılan bir satım ya da kira akdi böyledir
Batıl akit hüküm doğurmazken, fasit akit doğurabilir
- kurulduğu andan itibaren sonuç doğurması (işlerlik) bakımından akitleri açıklar mısınız?
Cevap : nafiz ve mevkuf olarak ikiye ayrılır:
Nafiz akit, kurulduğu andan itibaren sonuç doğuran akittir
Akdi yapan tarafların dışında başka bir kişinin hakkıyla ilgili olmayan, herhangi başka birinin rızasına, onayına gerek kalmadan sonuç doğuran akittir
Mevkuf akit ise, başkasının hakkı ile ilgili olduğu için, işlerlik kazanması için tarafların irade beyanları dışında, hakkı olan bu kişinin iradesine de ihtiyaç duyulan akittir
Mesela mümeyyiz çocuğun akti böyledir
- bağlayıcılık bakımından akitleri açıklar mısınız?
Cevap : bağlayıcılık bir akdin tek taraflı irade ile ortadan kaldırılamamasıdır
Bazı akitler yapıldığı andan itibaren akdi yapan her iki tarafı da bağlayan (lazım) akitlerdir
Satım ve kira gibi
Bazı akitler taraflardan sadece birini bağlar
Mesela rehin akdi
Bazı akitlerde iki taraf açısından bağlayıcı değildir
Mesela ariyet akdi
alıntı yapanlar kaynak bildirmezlerse kul hakkına girmiş olurlar.
Alıntıdır: Notları paylaşan Medineweb ailesinden ve derleyen Aofilahiyat Donemiki Hocamızdan Allah Razı Olsun.
Yorum Gönder