-->
Okuma Listem

AofSoruKitap Ana Sayfa

Aöf Örgüt Kuramı 3.Ünite Ders Notları-Özetleri

Aöf Örgüt Kuramı 3.Ünite Ders Notları-Özetleri
Aöf Destek, Örgüt Kuramı, Örgüt Kuramı ders notları, Örgüt Kuramı Ders Özetleri, Aöf Ders Notları, İşletme Ders Özetleri, Aöf Örgüt Kuramı ders özetleri indir.

ÜNİTE:3

Kaynak Bağımlılığı Kuramı; örgütlerin varlıklarını nasıl sürdürdükleri sorusuna cevap aramaktadır. Jeffrey Pfefrer, Gerald R. Salancik, Hower E. Aldirch ve Hüseyin Leblebici ortaya çıkmıştır.

Kaynak bağımlılık kuramı; iki temel kavram etrafında örgütlerin davranışlarını açıklayarak özgün kimliğin 
geliştirmiştir. Güç ve bağımlılık kavramıdır. 


Örgüt Davranışları: örgütlerin bir müşteri ya da tedarikçi ile yaptığı sözleşmeler, girdiği ortaklıklar, yaptığı yatırımlar ve büyüme kararları, çeşitli birliklere üyelikleri vb. eylemlerin tamamı, örgüt davranışlarının örneklerini 
oluşturmaktadır.

Kaynak Bağımlılığı kuramını tanıyabilmek için 3 ana konunun açıklığa kavuşması gerekir. 
1-kuramın örgütleri- ve örgüt çevre ilişkileri 
2- güç ve bağımlılık kavramları 
3 –örgütlerin söz konusu hayati bağımlılık ilişkileri.

Aktörler: İşletmelerin faaliyetlerini etkileyen, onların faaliyetlerinden etkilenen tüm kişi ve kuruluşlar; örneğin hissedarlar, yöneticiler, tedarikçiler, satıcı ve aracı kuruluşlar, müşteriler, devlet kurumları, sivil toplum kuruluşları, düzenleyici örgütler, banka ve finans kuruluşları vb. örgütler içinde oldukları birer aktördürler.

Koalisyon: işletmeyi oluşturan farklı birimler, örneğin pazarlama, üretim, finans, ar-ge departmanları, birbirinden farklı çıkar ve beklentilere sahip olabilir. Ya da ürün geliştirmeden sorumlu mühendisler, satış dan sorumlu ekipler, hukuksal işlemlerden sorumlu avukatlar vb. birçok farklı grubun varlığından söz edilebilir. İşletmeler aslında bu farklı gruplar arasında oluşan koalisyonlardan ibarettir.

Kaynak bağımlılığı kuramının örgüt ile çevresi arasındaki ilişkiye dair yaklaşımını şekillendiren temel varsayım yine, Benson ve Zald tarafından öne sürülen politik ekonomi yaklaşımı doğrultusunda oluşmaktadır.

Çatışma: yoğunluğun düşük olması durumu. Belli bir sektörde Pazar payı ne kadar çok örgüt tarafından paylaşıyorsa o sektörde yoğunluk o kadar düşük demektir.

Kaynak Kıtlığı: Rakiplerle aynı kaynaklara bağımlı olmaktan kaynaklanan durum.

İç İlişkililik: Bir sektördeki rakiplerin birbirinden haberdar olma durumu.

Kaynaklar: örgüte faaliyeti için gerekli sermaye, ham madde, malzeme, enerji, insan kaynağı, ve bilgiyi sağlayan tüm çevresel birimler, aynı zamanda işletmenin beslendiği yaşamsal kaynakları kontrol etmektedirler.

Bağımlılık: sosyal ilişkilerde, bir aktörün eylemi faaliyetini gerçekleştirmek ile ilgili tüm koşulları ya da etkenleri tam olarak kontrol edememesi durumunda ortaya çıkmaktadır.

Özerklik: örgütlerin yaşayabilmeleri için ihtiyaç duyduğu kaynakları istikrarlı bir şekilde temin edebilme durumu. Bağımlılık ilişkilerinin yöntemi: örgütün ihtiyaç duyulan desteğin ve kaynakların sürekliliğini sağlamak için ilişki içinde bulunup diğer grup ve örgütlerin beklentilerini ya da taleplerini karşılamaya dönük faaliyetleri.

Bir Örgüt, Bir diğer bir örgüt, kişi ya da grup arasındaki bağımlılık düzeyini belirleyen 3 temel faktör sayılmaktadır: 
1-çevresel aktör tarafından sunulan kaynağın, örgütün faaliyetlerinin devamlılığını sağlamak açısından önem sahip olmasıdır. 
2- özerklik düzeyine 
3- kontrolün yoğunluğu bağımlılık düzeyini belirleyebilmektedir.

Güç: örgütlerde farklı çıkarlara sahip iç ve dış çevresel aktörlerin birbirlerine karşı bağımlılık oluşturma, örgütün kararlarını kendi lehinde sonuçlar üretecek şekilde etkileme yeteneği.
Güç kavramı, hem işletmenin içyapısındaki ilişkilerde ve kararlarda hem de dış çevresindeki aktörlerle girdiği mücadele sürecindeki işletme davranışlarında belirleyici olmaktadır.
İşletmelerin iç çevrelerinde yaşanan güç ilişkileri ilk olarak Crozier Thompson ve Perrow çalışmalarıyla gündeme gelmiştir.
İşletme içinde en önemli belirsizlik kaynağı olan ya da en kritik kabul edilen işlevler, bölümler veya birimler, işletme içindeki gücü de ellerinde tutmaktadırlar.

İşletmelerde alt birimlerin güç sahibi olmaları 3 nedenden kaynaklanır: 
1- birimin belirsizliklerle başa çıkabilme 
2- bu yeteneğin o birime özgü olması 
3 –çevresel belirsizliklerin yaygınlık durumu.
Güç her zaman bağımlılıktan, taraflar arasındaki güç asimetrisinden kaynaklanmaz; aktörler bazen çeşitli stratejiler uygulayarak olduklarından daha güçlü görünme avantajı da yaratabilir.

Dışsal Taleplerin Değerlendirilmesi, Örgütlerin içinde bulunduğu bağımlılık ilişkilerini yönetebilmesi için: 
1-bağımlılık ilişkilerinin farkında olmak
2–talepleri doğru tanımlamak 
3-taleplerin çatışması.

Başarının temeli: müşteri beklentilerine cevap vermek, işletme davranışını görmek, gerçekleştirmeye bağlıdır.

Uyma: örgütlerin çevresel baskılara karşı koymak yerine koşulların gerektirdiği davranışlarda bulunması.
Kaynak bağımlılık kuramına göre uyma: davranışı örgütün özerkliğini kaybetmesi veya sınırlandırması anlamına gelmektedir.

Ayrı Tutma: örgütlerin çevresel basılara karşı koymak veya tam olarak uymak yerine koşulların gerektirdiği davranışları gerçekleştiriyor gibi yapması.

Bağımlılıktan Kaçınma: Örgütlerin çevresel baskılar karşısında kendilerinden daha güçlü örgütlerle olan bağımlılıklarını azaltmak amacıyla farklı tedarikçilerle çalışma, yüksek stok bulundurma, ikame girdiler kullanma, ürün farklılaştırma veya talepleri manipüle etme gibi davranışlarda bulunmaları. 

Söz konusu girdinin elde edilmesinde; kıtlık düzeyine ve girdinin işletmenin üretim süreci açısından taşıdığı öneminin düzeyine göre şekillenen bir bağımlılık ilişkisi beraberinde getirmektedir. Örgüt mümkünse alternatif yollar bularak ya da stok bulundurarak yüksek düzeyde bağımlılıktan kaçınmaya çalışabilir.
Tek kaynağa bağımlılığı azaltmanın bir yolu; ikame girdiler kullanma ile tedarikçiye olan bağımlılığın azaltılması. (petrole dayalı enerji yerine rüzgar enerjisine yönelme).

Talep koşullarını yönlendirmek adına ilk seçenek; dışsal aktörün talebini tanımlamak için insiyatif elde etmek ve talebin içeriği konusunda belirleyici olmaktır.

Örgütlerin Bağımlılık İlişkilerinden Kaynaklanan baskı ve Kısıtlara tepki olarak Ortaya koydukları 4 temel Eylem 
biçimi Bulunmaktadır: 
1: Örgütsel bağımlılıkların yapısını değiştirmeye yönelik stratejiler: İşletmelerin büyümesi, birleşme, yatay ve dikey bütünleşmeler.
2: Örgütler arası kolektif yapılar oluşturmaya yönelik stratejiler: Normatif koordinasyon, iş birliği yapıları, ortak yönetim kurulu üyelikleri ve bağımsızlığın örgütlü yönetimi. 

3:Politik eylemlere girişme: karşılıklı bağımlılığın yasalar ve sosyal yaptırımlar yoluyla yönetimi 

4: üst düzey yönetici değişiklikleri

Birleşme ve satın Almalar: Örgütlerin piyasadaki bağımlılık ilişkilerinin yapısını değiştirerek rekabet koşullarını kendi lehlerine çevirmek amacıyla başvurdukları yatay-dikey bütünleşmeler ve faaliyet çeşitlendirme stratejileri.
Örgütsel bağımlılık ilişkilerine müdahale etmek için izlenen büyüme stratejilerinden birisi de örgütler arasındaki birleşme ve satın almalardır.

Kaynak bağımlılığı Kuramı Nelson tespitlerine paralel olarak birleşme ve satın alma 3 farklı strateji üzerinden ele alınmaktadır.
1- yatay bütünleşme
2- dikey bütünleşme 
3 örgüt faaliyetlerini çeşitlendirme

Çeşitlendirme: işletmeyi, daha farklı koşullara sahip başka ilişki ağlarının içine girerek belirli bağımlılık ilişkilerinin getireceği potansiyel tehlikelerden koruyabilmektedir.
İşletmeler, gerek rekabetçi baskılardan kurtulmak, gerekse tedarikçisi ya da müşterisi konumundaki kritik bir aktöre bağımlılığın azaltmak için yatay ve dikey bütünleşmelere gitmektedir. Örneğin firmanın tarihsel geçmişi ve eğilimleri, endüstrinin yapısı ve koşulları ya da kurumsal normlar da işletmelerin satın alma ve birleşme kararlarını yönlendirebilmektedir.

Kooptasyon: örgütlerin, kendilerini olumsuz yönde etkileyebilecek toplumsal kesimlerin liderlerini örgütün bir parçası haline getirerek o toplumsal kesimin tutum ve davranışlarını kontrol etmeye çalışması.
Örgütlerin satın alma veya birleşme yoluyla büyüme imkanı bulamadıkları durumda başvurdukları yöntemlerden birisi de ortak-girişim türü iş birliklerine gitmedir.

Politik Faaliyetler; diğer birçok strateji yanında örgütler tarafından kullanılan bir belirsizlik azaltma ve bağımlılık ilişkisi düzenleme yolu olarak görülmektedir.
Kaynak bağımlılığı kuramına göre örgütün çevresel değişimlere ne tepki verdiği kadar bu tepkiyi ne şekilde oluşturduğu da önemlidir.

Üst düzey yöneticilerin değişimi kararları, bir üst düzey yöneticinin bulunduğu pozisyondan ayrılması, yerine yeni bir yöneticinin atanması sürecini ifade etmektedir. 

Kuram; hem yöneticilerin işten ayrılması hem de yeni yöneticilerin seçimine ilişkin kararların, örgütün çevresel koşullarından etkilendiğini iddia etmektedir. Bu iddialar çerçevesinde 
1–işletmenin çevresel ortamı 
2-güç ve kontrolün 
3-işletme politikaları ve örgüt yapısı 
4–işletmeyi kontrol eden yöneticiler.



Yorum Gönder

Yorum Gönder